top of page

Everything everywhere all at once

  • Yazarın fotoğrafı: Merve Karasari
    Merve Karasari
  • 14 Haz 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 Haz 2022

Beni yazı yazmaya iten film bu filmdir. Yıllardır elime kağıt kalem almamıştım. Şimdi de almadım gerçi. Pembe klavyem ile yazıyorum bunları. Filmde neler olduğunu değil de filmin bana neler hissettirdiğini yazmak istiyorum. Laf aramızda biraz unutkanımdır. Yazarsam unutmam, unutursam okurum, okursam hatırlarım dedim kendi kendime. Hem bazı hisler unutulmamayı gerektirecek kadar güzel. Bu hafta içsel bir gezintide olduğumdan mıdır bilmem çok etkiledi bu film beni. Sanki yıllardır kendi hayat bakış açımı tam anlatamıyordum kimselere. Bu film geldi dedi ki sakin ol Mervecim. Ben bunu senin adına yapacağım. Hem de mizahla anlatacağım. Uzun olacak biraz ama hem güldürüp hem ağlatacağım. Filmin alakasız yerlerinde gözlerim doldu yaşlar akmasın diye yukarılara baktım. Allahtan rimelim gözyaşlarıma dayanıklı -en son kuzey piramit etrafında denendi onaylandı- Arada kahkahalar attım. Anne kız ilişkisi ayrı etkiledi beni. Adamın karısına olan bakışları ve duygu yüklü vazgeçişleri ayrı. Her evrende aynı adamla birlikte olması ayrı. Sallanan gözlerin donat şeklindeki karanlığı tamamlıyor olması çok hoş bir ayrıntıydı. Filmi sinemada değil evde izliyor olsaydım muhtemelen birçok anda durdurur, her görsel ayrıntıyı incelerdim. Sinematografik(?) gözümün güçlü olduğunu söyleyemem. Her ortalama izleyici -sen ben- gibi izliyorum filmleri ama bu filmde ayrıntıların bile dolu dolu olup her sahnenin düşünülmüş olması çok güzeldi. Didaktik filmlerden hoşlanmam. Didaktik insanlardan da hoşlandığım söylenemez.-teşekkürler baba- Bir şeyi açık açık anlatmaya çalışan seyircisine güvenmeyen filmi izlerken emaan der geçerim verdiği öğüte de dil çıkarıveririm. Bu film de tam olarak bu tanıma uyuyor aslında ama nedense bende dil çıkarma isteği de iticilik hissini de uyandırmadı. Hatta dedim ki keşke bu filmi 18 yaşındaki Merve izleseydi.-Selam tatlı kız- Belki didaktikliğini kara mizah ile yapıyor olması beni kendine çekti. Sonuçta ben de birçoğumuz gibi hayatın negatiflikleri ile dalga geçerek başa çıkmaya çalışıyorum. Bu da beni filme daha da çok çekti. Beni en çok güldüren ne miydi? Karakterimizin bütün olasılıklar kümesinde en kötüyü yaşıyor olması. Ay çok üzücü değil mi ya? Sen gel sonsuz evren kümesinde en başarısızı ol :):) Film bana optimist nihilizm kitapları oku Merve dedi. Okuyacağım. Okuma önerileri araştırıp altını çize çize okuyacağım bir kitap bulacağım. Umarım o kitabı da sahilde deniz kenarında okuyor olur kendi yaşadığım evrende bir minik pozitiflik daha yaratırım.


Not: Seçtiğim fotoğrafın nedeni filme girmeden önce Ömerin piyano -bence doğrusu piyona- avm'de yasak olmasına rağmen bize işitsel şölen sağlamasıdır. Bu fotoğrafı da Lapland'de bir müzede çekmiştim.


ree

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post
bottom of page